29 Ekim 2014 Çarşamba

Satis Uzmanlarimiz



12 Aralik Perakendeci  Magazaci Genclerin  Gunu olacak!

Perakende buyuduyse onlarin cok buyuk katkisi var..Ekip ekip ekip dedigimiz hep onlar.Markalarimizi marka yapan ozveriyle calisan satis kadrolarimiz.Magazacialrimiz..

Haftada 40 saat ayakta olmalarini isteriz.
Bayramda.yilbasinda.ozel gunlerde tatil yapamazlar..

Sanki cok ozel bir egitim sunmusuz gibi onlara o kadar cok sey bekleriz ki..


Bir modaci kadar anlamalari gerekiyor trendlerden,bir muhasebeci kadar kasadan,hesaptan,musterinin tum sorunlarini cozecek kadar psikolojiden..Raflar ,askilar,vitrin,kabin hep tertemiz ve duzgun olacak.

Uc saat  bikmadan usanmadan tum raflari bosaltip sabirla servis verseler.kasada uc dakika fazla bekletmeyecekler musteriyi.
Satislar artacak,fazla eleman alinmayacak.musteri kosulsuz mutlu edilecek ve tum bunlar hep ayakta hep gulumseyerek yapilacak.

Ama  guzel olan su ki;Bu zor isin altindan kalkiyorsa  gercekten yukseliyor bu ozverili caliskan gencler..Onlarsiz Perakende asla bu kadar buyuyemezdi..

Perakendenjn buyuk gucu  Magazaci  satis kadrosuna tesekkurler ve artik  onlarin ozel gunu 12 Aralik olacak..


12 Ekim 2014 Pazar

Telefona bağımlı yaşam

Pırıl pırıl beyınlı Genclerı cok sevıyorum..Dinamik,hızlı düşünen,hızlı anlayan,bizlerden farklı da olsa ,ayrı yöntemlerle de olsa ,işini iyi yapan,sorumluluk alan,komık,eglenceli,kendine fazlasıyla  güvenen Genclere bayılıyorum..
Dijital dunyaya hakımıyetlerıne,bılgısayarı sankı bedenlerının bır parcasıymıscasına rahatlıkla kulanmalarına imrenıyorum.Rahat ozgun gıyım tarzlarını,kulaklıklarıyla baska dunyalara gıtmelerını gulumseyerek  keyıfle izliyorum ve anlıyorum...

Ama cıddı endışelerım de var,gıderek artan..Cogumuz gibi..

Gencler uzun suredır Orda ve o anda yasayamıyor!,


Telefonlarından hıc ama hiç kopamamaları, karsısındakını kesıntısız dıkkatle asla dınleyememelerı,o anda ıcınde bulundugu gercek yasamı degıl   ,hep telefondakı  "obur"hayatı oncelıklı kılmaları ,ne kacırıyorum,nerde kım ne yaptı,ne dedı dıye beyınlerının hep mesajda,whats upda,sosyal medya da olması,konsantasyonlarını "o ana "bır turlu tam verememelerı..Gıttıkce daha çok korkutuyor bizleri...

Ister sosyal yasam ,ıster ıs yasamında olsun hep akıllarının gozlerının dıkkatlerının  Hep ama hep baska yerde  olması...
 İşte bu noktada verımlılıklerı,mutlulukları,basarıları ve saygınlıkları tehlıkeye gırıyor,
Hosgoru gostersek de,anlayısla yaklaşsak da  bu benı ve pek cogumuzu yoruyor.

Aıle ortamında.arkadas ortamında ve iş yerınde dıkkat sorunu had safhada..
 Yanımızda da olsalar da  "aslında orada ve bızle olmamaları" ve zorunlu olarak ıkıncı ucuncu sıraya gırmek  dıkkatlerını cekmeye calsmak  ılişkılerı bozuyor...Yıpratıyor..

Dijital dunyadan kopalım demıyorum,
Hayat boyle artık,Bılıyorum..Bakın ben de ıcındeyım..
Ama karsınızda yanınızda baskaları varken,aılenızle ,dostlarınızla yemekde,cafede iş yerınde toplantıda, projede calısırken,davetde, orda burda,rapor yazarken bence Kapatın sesını..uzaklasın bır sure..

Inanın bır sey olmaz.Bagımlılıkdan kurtulun..
Yapabılırsınız.
Amerıkada rehabılıtasyon yapıyorlarmıs bu konuda asırıya kacanları,
benım cevremdekı pek cok genc bu durumda,
Uzun zamandır hıc kesıntısız sohbet edemedım onlarla
Kı bu dunyaya uzak degılım,
Ama bu sorun gıttıkce buyuyor ve dayanılmaz oluyor..

Hayat kacmaz.Bır saaatde  arkadas grubunuzla her konuda gorus paylaşmadınız dıye kımse sızı sılmez.Kımse anında cevap vermedınız dıye sızden vazgecmez.Vazgececekse gecsın zaten..
Bıraz gec gorun o resmı ,o haberı,,Bıraz gec ızleyın o vıdeoyu.
Ölmezsınız..
O Ana konsantre olun.karsınızdakının gozune bakın,
Nasılsın deyın?Cevabı dınleyın..Derdınızı anlatın,bır konuyu paylaşın.illa youtube den olmasın ama..

Yoksa korkuyorum
İnsanlar sızden ılgı görmedıkce,hep ılgınızı cekmeye calısıp basaramadıkca .bır sure sonra ılgı gostermeyecekler ınanın..
Ve sosyalleşmeyı unutacaksınız,

Yapabılırsınız.Oncu. olabılırsınız..
Yarın afkadasınızla.aılenızle.iş yemegınde.ogle tatılınde  kapatın o telefonu,,
O sızın.Sız onun degılsınız..





29 Eylül 2014 Pazartesi

MARKA OLMAK

Yüzlerce farklı işle ilgilenenleri; enerjiden perakendeye, inşaattan havacılığa girenleri ilgiyle ve gıptayla izliyorum.

“Ama bizim tek konumuz var. 
Dünyada yüksek kaliteli ulasılabilir lüks kategorisinde kaşmir ve ipek markası olmak. Ve tek konumuz, odağımız, hedefimiz, derdimiz bu. Konumuzda uzmanlaşmaya çok önem verdiğimiz için, dağılmıyoruz, perakende de büyürken dünyada ve Türkiye’de konumuzun en iyisi olarak seçkin noktalarda kendi mağazalarımızı ve kiosklar açmak, bayilikler vermek, corner ve shop’n shoplar açarak büyümeyi ve son zamanlarda da yurtdışında acentalar, distrübütörler kanalıyle ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz. En dikkat ettiğimiz nokta bizim için ana hedef olan marka imajımızı ve marka değerimizi arttırmak ki, bizim için büyümek budur. Normal şirketler ile markalar arasındakı en temel fark budur” dedikten sonra konuşmasına şöyle devam etti:
Normal şirketlerin amacı kar yapmaktır, haklı olarak buna odaklanırlar.
Biz ise en az kar kadar marka değerini korumak ve büyütmek peşindeyiz.
Bu nedenle bizim için çok karlı olabilecek bir nokta her zaman çok doğru olmayabilir. Kısa vadeli kar = başarı demek değildir.
Silk&Cashmire’in 22 yılda geldiğı noktada marka imajına sahip çıkarak
pek çok konuda ‘hayır’ demeyi başarmış olmasına bağlıyoruz.
Bizde işe yeni başlayan arkadaşlarımız ‘sadece vitrinde logoyu istediğimiz boyut ve oranda sergilemiyor’ diye bu kadar iyi bir müşteri kaybedelir mi?” düşüncesiyle hüzünlü nidalarını duyarsınız.
Bu belki bizi en iyi özetleyen anektodur. 26 ülkede 170’i aşkın satış noktasındayız. Ekibimize yatırım yaptık, teknolojik ve bilişimde alt yapımızı çok güçlendirdik. Sürekli proje üretiyoruz, şeffaf ve açık tartışma ortamları oluşturmaya çok inanıyorum. Kavga tartışma da olsa kapalı kapılar ardında kulaktan kulağa şikayetten çok daha iyidir.
Çok net kurallar belirledik. Bütçeyle planla hatta stratejik planla hareket ediyoruz.
Kısaca bizim için sağlıklı büyümek sadece gelir tablosundakı ebat ya da kar rakamı değildir. Bizim için en önemli büyüyen şey markamızdır.

Sosyal sorumlu, sürdürülebilirliğe inanan, çevreye saygılı, tek amacı tıcarı kar olmayan, ayakları yere basan, kalıcı güvenilir ve dünyada kendi alanında güvenilen, aranılan ve çok sevilen bir marka olmak bizim için sağlıklı büyümedir. 
Zaten bunu baŞarınca kendiliğinden büyüyorsunuz.”

27 Eylül 2014 Cumartesi

Is yasaminda olmazsa olmazlar

İŞ YAŞAMINDA OLMAZSA OLMAZLAR
EKİP çalışmasına Yatkınlık

Universitelerde Isletme bolumlerine (hatta belki tum bolumlere)
Zorunlu ders olarak onerilerim var.
Bunlar bazen derslerden daha onemli.

Cunku is yasaminda bu degerlere sahip olmak en az isdeki yetkinlik kadar veya yüksek lisans kadar degerli..

Birinci sıramda EKİP ÇALIŞMASINA YATKINLIK var

Bunun için önce 
"Ekip calismasi"ni kavramak gerek..

Artik isler ekipsiz yonetilemiyor.
Sirketlerde ekipler olusturmak sart.
Peki Siz buna yatkin misiniz!
Ve neden olmalisiniz?

Ekip calismasi nedir?Is yaparken Neden ekip kurmaya ,ekibin parcasi olmaya gerek var?Isimizi yaparken farkli  ,hatta karsit goruslerin de degerlendirilmesi neden onemli?
Birlikde calisirken dogabilecek   catismalari verimsizlige ve cozumsuzluge  yol actirmadan ve kisisellestirmeden nasil yonetelim?

Hakli veya haksiz(!) tum elestrilere acik  ,hatalari ve basarilari paylasmaya gonullu  olmak neden önemli?

İLK ADIM NE?
Salt one cikmak,paye kapmak yerine;
Projeyi,isi dogru ve zamaninda  kotarmaya  ,en saglikli sekilde tamamlamaya odaklanmanin  gercek basari oldugunun kavranmasi ilk adim.

Bunlari kavrayip Ekip calismasina yatkinligini gelistirebilen Genc yoneticilerin is yasaminda hemen one ciktigini gozlemliyorum.
Digerleri ise eskilerin tabiriyle allami cihan olsa uzun vadede basariyi yakaliyamiyor.


Bunlari bence kesinlikle İşletme ders programina koymak gerek.Ama bizim ve sizlerin programinda yoktu oyleyse ustunde dusunmek gerek ...
Inanin  çok iyi bir üniversitede mba kadar deger katacak size.
Hatta bence Cok daha fazla.

Sunlari Ne cok duyuyoruz degil mi?.
Yada hadi itiraf edin ne cok soyluyor...ya da dusunuyoruz..

"Ama Haksizlik bu..
Ben yaptim ,ben aradim, ben dedim, o demedi ,o yazmadi, o az calisti.
Ben cok daha gec ciktim ,daha erken geldim ,en buyuk katkiyi ben yaptim , o erken cikti ,o yag cekti, ben sessiz kaldim.benimki dogru onunki egri.ben ben ben..
Ben o! Onlar Biz.
O ben
Ben o
O ben..!,"

Bunlari soylemek /hatta dusunmek  sizi belki kendisi de cok deneyimli olamayan kendisi de yetersiz olan bir yonetici nezdinde cok kisa sure öne  cikartabilir ama 
Cok kucuk bir ihtimal bu.

Genelde bu tip Ekip dusmanlari hem kendilerini,hem projeyi, hem sirketi cozumsuzluge iterler.
Dunyanin en caliskan uzmani olsa sonunda insani ve kurumu yorarlar.
Istenmezler..Ve cok buyuk bir ihtimalle yukselmezler de.

NE KAYBEDERSINIZ EN FAZLA?

Biraz fazla calismak, biraz daha cok katkida bulunmak , bir elestriyi sabirla dinlemek, bazen haksizliga ugramak bazen  sadece isin dogru cozumunu  one almak gerek..
Ne kaybederseniz?Uzun vadede sürekli haksızlığa uğramak imkansızdır.
Ama bazen özveride bulunmak, işin akışına katkıyı gurur ve egonn önüne koymak size o kadar cok sey kazandırır ki!

EGO yu biraz gevşetin.
O isi,
O projeyi,
Ben! ben !ben! davasinin onune koyun...

Ama sonsuza kadar değil....

Sonra daha sakin bir ortamda, daha saglikli bir sekilde ,akli selimle hatalari ekipdeki sorunlari tartismak konusmak icin  zaman isteyin, toplantı önerin .
işte o zaman Yapici  elestrilerde bulunabilirsiniz..

 O surecde ekipin odaklandigi isi geciktirmek basarisizligin parcasi ve nedeni olmak yerine  tamamen ise odaklanip elinizden geleni yaptiktan sonra gordugunuz sorunlari baska bir ortamda tartsmaya acarak yonetime  gercek anlamda katkida bulunabilirsiniz.



Ekipler  cok daha hizli daha saglikli daha dogru isler kotarabilir.
Cunku isler artik cok yonlu bakis gerektiriyor.


Cunku ister patron sirketi olsun, ister kurumsal artik isler tek kisiyle basarilamayacak kadar
Rekabete açık
Cetrefilli
Buyuk
ve 
Global

Ve ustelik zaman daha hizli akiyor ve daha kisitli.

29 09 2014






12 Eylül 2014 Cuma

Isinsani

Uyeleri  (hatta bazen baskanlari)arasinda kadinlar oldugu halde adinda sadece IsAdami sozcugu gecen ve kadinlari dislayan derneklerin yonetimindeki   esitlik taraftari hemcinslerim ve beyler;

Sonu  Ad 'la biten Derneklerde yonetici veya uye olan arkadaslar

2014 'deyiz
Olmaz.Artik Degisimi baslatin. 
Isadamlari   yerine dunyada kullanilan "business people" sozcugu gibi "Is Insanlari " sozcugu kullanilmali.

Is Insani /insanlari sozcukleri  ilk anda kulaga farkli gelse de kullanildikca alisilir..Dunyada boyle oldu.

Bilim insani diyoruz degil mi?

Ama  istenmiyorsa Girisimciler/Is Dunyasi sozcugunu de kullanabilirsiniz..
Ya da Isadamlari ve iskadinlari denilebilir..Birlikde kullanilabilir.

Yeterki yaninizda ,karsinizda  sizlerle bir arada calisan kadinlari yok saymayin..Daha da onemlisi ornek olun..Hele siz sevgili hemcinslerim buna hic izin vermeyin..

Cunku
-Kiz cocuklari bu dermek ve kurumlardaki Isadami sozcugunu duydukca bu dunyalara yabancilasir ve kendisini uzak hisseder..Bu cok sakincalidir. KENDISINE HEDEF BELIRLERKEN BU ALANLARI YOK SAYAR.Bambaska bir alan oldugunu varsayar .
-Cunku  bazen baskanligini bile Kadinlarin yaptigi bu kurumlarda bu yapilan yanlistir cagdisidir ve tehlikelidir.
-Bunun normallesmesine izin vermek bunu yapmak kadar sakincalidir
.

Ve sakin inanmayin 
Hayir!
- hayir Adam cinsiyet ustu bir sozcukdur  dedirtmeyin, Adam Adem'den gelir ve  hepimiz biliyoruz ki erkek demektir..
-hayir "kadin dernekleri var da neden erkek dernegi de olmasin ?"dedirtmeyin .
Uyeleri sadece erkek ve sadece kadinsa elbette denilebilir..
Bu karsi cikis icinde iki cinsi de barindiranlar icindir.
Ve hepiniz biliyorsunuz ki Yuzlerce cok saygin seckin dernekden soz ediyoruz..Sonu ..ad la biten tum dernekler..

VE BASINIMIZ
Ekonomi sayfalarinda her konuda 
Icinde bizlerin de yer aldigi haber ve yorumlara

Isadamlarimiza sorduk
Isadamlarimizla konustuk
Isadamlarimizin  gorusleri 
Basliklarini atarak bizi hice sayan Sevgili Basinimiz
Yapmayin bunu.. 
Bilim insani  sozcugu nasil yerlesti ?Is insanini da yerlestirelim..
Yarindan itibaren..




CUNKU SOZCUKLER GUCLUDUR..